BAĞIMSIZ SENDİKACILIK
BAĞIMSIZ SENDİKACILIK
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, çeşitli eğitim kurumlarında çalışıyoruz. Muhakkak ki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri destekliyoruz. Ancak hepimizin ortak bir noktası var; hepimiz eğitim camiasının birer üyesiyiz. Kimimiz okulda öğretmen, kimimiz idareci, kimimiz üniversitede akademisyen ya da idari personel olarak görev yapıyor. Belki de milli eğitim müdürlüklerinde ya da bakanlıklarda yardımcı hizmetler sınıfında çalışıyoruz. Lakin unutmayalım ki hepimiz bu eğitim ordusunun önemli bir neferiyiz. Bu sistemden öğretmeni çıkaramayacağımız gibi idari personeli de çıkaramayız. Çünkü hepsi bu güzel ülkemizin daha iyi bir eğitim sistemine kavuşması, gelecek nesillerimizin daha iyi bir eğitim alması uğruna çalışıyor ve bu süreçte de emeğinin ve akıttığı alın terinin hakkını almak istiyor. Hepimizin talebi ve beklentisi aynı. Daha iyi bir yaşam standartlarında daha adil bir ücret. İnsanca bir yaşam sürmek için yetkililere sesleniyor, yazıyor, çiziyor, birlik ve beraberlik içerisinde omuz omuza mücadele veriyoruz. Niçin? Daha insancıl bir yaşam için. Niçin? Torpil dayatması olmaksızın LİYAKAT esaslarına dayalı olarak atama ve görevlendirmelerde hakkımızın yenmemesi için. Niçin? Gelecek nesillere daha onurlu yarınlar bırakmak için. Bu niçinleri çoğaltabileceğimiz gibi bunun cevaplarını da tek tek sıralayabiliriz değerli okurlar. Lakin marifet bunları yazmakta değil, marifet birlik ve bütünlük içerisinde omuz omuza hak, hukuk ve emek mücadelesi verebilmektir. Amacımız ülkemizin refah ve zenginliklerinden hak ettiğimiz payı alabilmektir. Amacımız tayin ve terfilerde LİYAKATIN esas alınmasını sağlamaktır. Amacımız çocuklarımıza onurlu yarınlar bırakabilmektir.
Gizli kapaklı köşelerde siyasi parti mensuplarıyla dirsek teması sağlayarak onlara taşeron olan bir sendika, sendika değildir. Olsa olsa hizmet ettiği partinin eğitim teşkilatıdır. Bu da Siyasi Partiler Kanunu’na aykırıdır. Nitekim siyasi partilerin kadın kolları ve gençlik kolları olur. Lakin eğitim kolları diye bir teşkilat bugüne değin duymadık, bilmiyoruz. Ama eğitimin sorunlarıyla ilgilendiğini ve üyelerinin özlük haklarını iyileştirmek için çalıştığını iddia eden birtakım sendikalar belli bir siyasi ideolojinin taşeronu durumundadır. Ne yazıktır ki bugün siyasetten bağımsız kalabilmeyi başarmış bir sendika bulabilmek oldukça güçtür. Haksız atama, terfi ve tayinlerde susuyor “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mı diyorsunuz? Yoksa başınız sıkıştığında eş,dost, hemşehri arayıp torpil yaptırmaya mı çalışıyosunuz? Ya da makam, mevkii karşılığında susup adaletsiz ve haksız uygulamalara göz mü yumuyorsunuz? Onurlu bir eğitimcinin bunların hiçbirini yapmasına gerek yoktur. Onurlu bir insan, davasındaki insanlarla omuz omuza yürür ve hakkı olanı ister ve kazanmasını da bilir. Lakin yukarıdaki gibi davranarak bencilliği ile ön plana çıkan birinin yarın o makamı, mevkiiyi kaybetmemesinin bir garantisi yoktur. Yarın bir hukuksuzluğa uğramayacağımızın garantisini kimse veremez. İşte bunun içindir ki omuz omuza birlik ve beraberlik içerisinde hakkımızı, hukukumuzu savunmalı ve bunun için örgütlü olmalıyız. Güçlü olmalıyız. Bu örgütleri korumalı, desteklemeli ve üye olarak bir katkıda bizler sunmalıyız. Hakkımızı yiyenlere karşı dik ve onurlu bir duruş sergilemeliyiz. Güç birliği yapmalıyız. Unutmayalım ki birlikten kuvvet doğar. Sorunlarımızı çözmek, haklarımızı savunmak ve yapılan haksızlık karşısında hukuki mücadele verebilmek için tek yasal adresimiz sendikalardır. 4688 Sayılı Kamu Çalışanları Sendikaları Kanunu, biz kamu çalışanlarına bir hak olarak sunulmuştur. Söz konusu hak ve hukuk arayışımızın kanuni temeli bulunmakta bunun için yalnızca omuz omuza aynı ülkü için mücadele vermek gerekmektedir. Sadece kendimizi değil, yarınlarımızı da düşünmek zorundayız. Yarınlara onurlu bir gelecek bırakmak, daha adil bir ücret ve daha insancıl bir yaşam için omuz omuza mücadele vermek zorundayız. Lakin bunun için herhangi bir sendikaya üye olmak yetmez. Siyasetten bağımsız gibi görünen ama siyasilerin ekmeğine yağ süren ya da siyasi partilerin eğitim kolu gibi çalışan tüm sarı sendikalardan uzak durmak gerekmektedir. O yüzden doğru bir sendika tercih etmelisiniz, değerli okurlar. İşte bu yüzden sizi Bağımsız Eğitim Sendikası saflarına davet ediyoruz. Bağımsız Eğitim Sendikası kurulduğu 2012’den bu yana bağımsız kalabilmeyi başarmış ve başarmaya da devam etmektedir.
Bağımsız Eğitim Sendikası olarak her zaman ülke siyaseti ve gündeminin yetkimiz dışında olduğuna inanarak, sohbet ortamlarında kişisel görüşümüzü SENDİKA görüşü olarak ifade etmenin yanlış hatta sendika olarak ilkelerimize de aykırı bir durum teşkil etmesi hasebiyle suç teşkil ettiğini beyan etmişizdir. Ayrıca her üye adına oy veya görüş bildirmek de haddimiz değildir. Ülkemizin tüm sorunlarını çözmeye talip olsaydık parti kurardık lakin bizim böyle bir derdimiz olmadı ve olamaz da. Nitekim bizim derdimiz eğitimdir, eğitimcidir ve öyle de olmaya devam edecektir. Tüzükle veya sendikamızın vizyonu ile çelişecek siyasi, etnik ve dini çalışmaları sendika bünyesinde yürüten temsilci, yönetici hatta üyeler disiplin kuruluna sevk edilir, hükme göre ihraç edilir. Bu bizim bir bütün olarak faaliyetlerimizi sürdürmemiz için zorunludur. Bağımsız Eğitim Sendikası siyasi tabanlı değildir ve hiçbir siyasi partiyle ilişkisi de yoktur lakin omurgasız da değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olması ilkesinden hareketle ülkemizin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü içerisinde Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkelerini kırmızı çizgileri olarak belirlemiş ve bu ilkeler kapsamında sendikal çalışmalarını yürütmeye devam etmektedir.
Bağımsız Eğitim Sendikası olarak hiçbir zaman nicelik hesabı yapan bir sendika olmadık. Üyelerimize makam, mevkii vaat etmedik. Yetkili sendika değil etkili sendika olmaya çalıştık ve çalışmaya da devam etmekteyiz. Nitekim bugün ülkemizin siyasetten bağımsız kalmayı başarmış sendikalara ihtiyacının olduğu eskisinden daha çok hissedilmektedir. Bu çerçevede sendikamızın arkasında herhangi bir siyasi oluşum, cemaat ya da üyelerini potansiyel bir oy gözüyle gören bir yönetim mekanizması olmadığı içindir ki basında açıklamalarımız çok yer bulmamaktadır. Bu felsefe ile hareket edenleri de sendikamızın birliği ve bütünlüğü için tehdit unsuru saydık. Yönetim Kurulunca birçok il ve ilçede temsilcilikler üyelerimize bir görev ve yetki olarak verilmiş ve verilmeye de devam edilmektedir. Bu temsilcilerden henüz yönetimini kurmamış temsilcimizin yanında omuz omuza mücadele vereceği yönetim arkadaşları bize çok üye getirecek olanlardan ziyade GÜVENİLİR, AHLAKLI, DÜRÜST, ÇALIŞKAN VE EĞİTİMCİLİĞİNDEN HAYIR GELENLER arasından seçilmelidir inancını taşıdık ve taşımaya da devam ediyoruz. Her yönetimde öğretmen dışında memur, yönetici, akademisyen üyelerimizden bir veya birkaçına yer vermemiz de tercih nedenidir. Nitekim Bağımsız Eğitim Sendikası öğretmen sendikası değildir, eğitim çalışanları sendikasıdır. Alçak gönüllü olacak, dürüstlükten, vefadan taviz vermeyecek ve her sese değer vereceğiz. Mütevazi olmamız kalkıştığımız işle gurur duymamıza engel değildir. Popülizm ile yanlışı alkışlayıp binlerce üye yazacağımıza, idealizm ile yalnız kalmayı göze alanlardan olmayı tercih etmiş bulunmaktayız.
Bu düşüncelerle siyasi partilerin taşeronu olmadan siyasetten bağımsız sendikacılık yapan gerçek sendikacıları kutluyor, başarılar diliyorum. Aydınlık yarınlar için ve bağımsız sendikacılık için tüm eğitim çalışanlarını gücünü üyelerinden alan BAĞIMSIZ EĞİTİM SENDİKASI’NA üye olmaya davet ediyorum.
Mehmet GÜLEÇ